DALGIÇ Metafor Fantastik Hayalgücü İmgelem Rüya Çağrışım Hafıza Cumhur KOCALAR İSTANBUL TURKEY

MASAL DÜNYASI Okuma Hikaye Otizm Roman Çocuk Çizgi Film Aile Toplum Cumhur KOCALAR İSTANBUL TURKEY

28 Nisan 2008 Pazartesi

Okuyucu istatistikleri-1



Num Perc. Country Name
drill down42391.36%TurkeyTurkey
drill down81.73%United StatesUnited States
drill down51.08%GermanyGermany
drill down40.86%AustraliaAustralia
drill down40.86%FranceFrance
drill down30.65%SwedenSweden
drill down30.65%Unknown-
drill down20.43%AustriaAustria
drill down20.43%Russian FederationRussian Federation
drill down10.22%SingaporeSingapore
drill down10.22%ItalyItaly
drill down10.22%ThailandThailand
drill down10.22%NetherlandsNetherlands
drill down10.22%United KingdomUnited Kingdom
drill down10.22%Czech RepublicCzech Republic
drill down10.22%IndiaIndia
drill down10.22%SwitzerlandSwitzerland
drill down10.22%SpainSpain
Ülkelere göre okur dağılımları yukarıdaki gibidir.
Grafikteki aylık okuyucu sayıları ise aşağıdadır.

Month Page Loads Unique Visitors First Time Visitors Returning Visitors
Oct 2007 15 7 3 4
Nov 2007 55 41 27 14
Dec 2007 182 68 59 9
Jan 2008 39 35 33 2
Feb 2008 60 36 34 2
Mar.08 71 52 51 1
Apr 2008 94 40 37 3

Teşekkürler..

20 Nisan 2008 Pazar

Atilla İlhan

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

13 Nisan 2008 Pazar

İstanbuluma..

İstanbul, Boğaziçi ve düşündürdüklerinden:

`Tüm kaynaklarını düşünmeden tüketen Türkiye ve
En büyük canavarı barındıran İstanbul,
Sana ait doğal hiç bir şey kalmayana dek kabaran şu iştahlar, hiç susmayacaktır.
Hazırlıklı ol..
`

Kaynak: http://istanbuluma.blogspot.com/2008/04/3kpr-canilik.html

***

Dans ve Sanat çevrelerıne (belki sessiz, sedasiz) bir mesaj olmasi dilegi ile paylasilanlar:

(Sanal dünyalara çağrı,
Hareketin soyut mekanı, hiç bir zaman umursamaz, tepkisiz ve yansımasız kalamaz..)

`Rekreasyon alanı olarak bize nefes aldıran boğaz ve
Kuzeye onunla bir inci destesi gibi uzanan İstanbul,
Yeşillerine göz dikilmiş yine son zamanlarda, herkez ise uykuda..

Dünyada eşi benzeri olmayan coğrafyası ve yalı mimarileriyle,
Bize emanet edilmiş
kültürel mirasımız ve bir zamanlar yunuslara yuva olmuş o kıyılarımız
Şimdi boynuna geçirilmeye çalışılan bir köprü daha var, senin..
`

Kaynak: http://cumhurkocalar-dans.blogspot.com/2008/04/kent-mekanlar-ve-sayg.html

***

Bilimsel çevrelerde ve hukuk sınırları içersinde hep sürdürülecek paylaşımlar:

Kaynak: http://tezler.blogspot.com/2008/04/3-kpr-sorunu.html

10 Nisan 2008 Perşembe

Yoga ve çağrışımlar

Bedenin duruşuyla başlar herşey,
Adım adım iyileşir verilmiş kayıplar.
Önceleri kabul etmek zordur, zaman ve uğraş ister.
Ancak çalışmalar, öğretebilir geriye kalanlarla yaşamayı..

http://yogasaati.blogspot.com/2008/04/beden-ve-duru.html

7 Nisan 2008 Pazartesi

Martıların çığlıkları

İstanbul ilham verir hep,
Bazen hüzün dolar içim..

http://istanbuluma.blogspot.com/2008/04/martlarn-lklar.html

Mutluakangözyaşı'na…

Mutluakangözyaşı'na…

Fuat Onan

(Göndermeli Gezintisi)


Hani çocuk yer yavaş pastayı…

Çileği bırakır sona…

Ben de devam ediyor...Bakıyorum yazılana...

Gör oldum şaşdım…

Bitmesin diye şaşkınlığım…

Az az şaşıyorum…

Az az bakıyorum….

Çizgisiz ellere çizgi çeken çingene…

Kader olmasın diye…

Bir çocuk ayağı yanmasın diye oyunda…

Düz çizmez…

Irmak gibi akıtır çizgiyi döne dolana…

Andre Breton bir dünya savaşında çıkmış ortaya…

Gerçeküstücülerin yaramazlarından…

Duchamp…Aragon…ReneChar…Bunuel…Dali…Deleuz….Hayyam…rahmetli Ece Ayhan…Jean Vigo…Rimbaud…Meg Stuart…Ya da melanet hırkasını giymiş biri…ve ve…

Gezer…Dolaşır…Birlikte içerler meyhanelerde, barlarda…Sokaklarda… bir flaneurle…bir gençle…Bir barmenle…Bir bilmen kimle…İçmek bahane…

Nesnel tesadüfler yaşarlar hep beraber…

Şaşar şaşar bakar…Bakar bakar şaşarlar…

Ne inananlardan ne de inanmayanlardandır…

Büyük bir ihtimal 'ina-na-ma-yan' lardandır

Ve 'kendi' olan O'nlardan o kadar çoktur ki gezegende…

Ya yanı başında… Ya da uzak yanında…

Şikayet etmezler…Sessizce mücadele ederler…

Bazen ayrı ayrıdırlar ama her yerdedirler…

Hayat onlara pusu kurar, ama saklambaç olsun diye…

Birbirlerine oyun oynamaz birlikte oynarlar…

Gerçeğin altını üstüne getirirler…Yeni bir gerçeklik sunarlar..

Breton, Nadja kitabında söz eder Paris gecelerinde dolaşan o gizemli tesadüften…

Şairi…Sinemacısı..yazarı…balıkçısı…Aynı masada yer alır…

Bunuel 'Hayatım' kitabında bunları anlatır çok samimi…

O zamanlar herkes kendi uzmanlık alanına çekilmiş yalnızlık çekmez…

Bir..bir…Yalnız …yalnız…Birlikte yaşarlar…

Çünkü duygusallıkla…. duyarlılığın farkını bilirler…

Çünkü gerçeğin, hakikat denizinde sıkıntı içinde yüzen bir kala-balık olduğunun farkındadırlar…

Alınganlık dersen…Fazla misafir etmezler…

Bilmişlik dersen zaten bilmezler…

İnsanın beden coğrafyasında akan ruhunu hürriyetine kavuşturmaya çalışırlar…

Dedi-kondularla uğraşmazlar…

Ne eski Çin'de, 'Bırakın yolun sonunu, yolun kendisine bakın' diyen Lao-tzu'yu küçümserler…

Ne de kendi kokan, balığı taze balıkçıyı…

Ne de eski binlerden birinde flüt çalan Pan'ı…

Ve de ne de… Beyoğlu'nda gayda çalan bir İskoç'u…

Bir çocuk yazınca gökyüzüne şu şiiri :

'Rüzgar bir öpücük verdi bana…

Es rüzgar es bir daha…'

Göz olurlar…Kulak olurlar…

Dayanamaz söz olurlar…

'Açıl bize, biz deniz' derler…

AFO….7.4. iki00sekiz..Bir Dünya baharı…

FELSEFE SANAT BEDEN BİLİNÇ ÖZNE DUYGU FİZİK SPiNOZA DELEUZE NiETZSCHE İst Cumhur KOCALAR